Hun Devletinin bulunduğu coğrafi sahayı bugünün Moğolistan toprakları olarak kabul edebiliriz. Bilindiği üzere Türklerin Ata yurdu olarak görülen Ötüken, Göktürk, Uygur ve Moğol Devletlerinin olduğu gibi Hun Devletinin de devlet merkezidir.
Hun Devletinin merkezi sınırlarını çizecek olursak doğuda Mançurya’nın Kingan Dağlarından batıda Altay Dağları arasında kalan, kuzeyinde Sibirya Ormanları, güneyinde Gobi gölü bulunan münhasır bir bölge karşımıza çıkar. Bu bölgede ortalama rakım 1463 Metredir.
Doğusu aşılması imkansız Altaylar, batısı muhkem surlar gibi dizilmiş Kingan Dağlarıyla çevrili, güneyinde ise Çinlilerin İblis Ülkesi (Guifang) olarak adlandırdığı Gobi Çölü bulunur. Kuzeyi çevreleyen Sibirya Ormanları vahşi doğasıyla düşmanlara karşı korunaklı bir alan olduğu gibi ok ve yay yapımında kullanılan kompozit malzemeler için benzersiz bir hammadde kaynağı durumundadır. İhtişamlı dağlardan gelen bereketli akarsular Hun ovasına hayat verir. Ancak etrafı çevreleyen yüksek dağlar okyanuslardan gelecek nemli havanın geçemeyeceği kadar yüksektir. Her ne kadar sulak ve bereketli bir coğrafya olsa da gece ve gündüz arasındaki sıcaklık farkı 50 derecenin üzerine çıkabiliyor. Bu bereketli coğrafyada yaşayabilmek içinasimetrik bir yaşam modeli geliştirmek zorunludur.
Merkezi Hun coğrafyası ormanlara sahip, hem akarsularla beslenen bereketli bir coğrafya hem de çevresi dağ ve çöllerden oluşan coğrafi setlerle çevrili güvenli bir alan olması Hun Toplumunun bölgede uzun yıllar var olabilmesini, nihayet güç merkezi haline gelecek büyük bir devlet kurabilmesini sağlamıştır.
Devletin merkezi, yani Hun Hükümdarının otağı sanıldığı kadarıyla Orhun ve Tula Irmaklarının kıyısında, iki nehrin arasında bulunuyordu. Bu iki ırmak kuzeye doğru akarak Selenge Irmağına katılır ve Baykal Gölüne akar.
Ötüken Nerede?
Ötüken, Hun, Göktürk ve Uygur devletlerinin başkenti durumundadır. Her ne kadar fiziki sınırları çizilmese hatta Ötüken ismi hem soyut hem somut anlamıyla tasavvur edilse de Ötüken olarak anılan bölgenin neresi olduğuna dair elimizde belirli tasfirler bulunuyor.
Türk yazıtlarında Ötüken ile ilgili geçen ifadelerde rastladığımız üzere;
– Atalarım 80 yıl tahtta kalmışlar. Ötüken yurdu, Ögres yurdu imiş. Bu ikisinin arasında, Orhun Irmağında hüküm sürmüşler. (Taryat, Doğu/3-5)
– Ötüken ve Ögres yurdu arasında hüküm sürmüş. Suyu Selenge imiş. (Şine Usu, Kuzey/2)
Anlaşılacağı üzere Ötüken coğrafya isminden çok bir makam adıdır ve kimi dönemlerde bulunduğu yer değişiklik göstermiştir. Yazıtlarda geçtiği üzere Orhun Irmağı ile Selenge Irmağı Ötüken olarak anılmıştır ancak bu iki alan birbirlerinden yüzlerce kilometre uzaktadır. Ayrıca Ötüken Dağı’nın da bulunduğu yeri bilmekteyiz; bu dağ en yakınındaki Orhun Irmağından yüzlerce kilometre güney-batıdadır.
Ötüken isminin anlamını inceleycek olursak; “Buyruk Verilen Makam” şeklinde bir anlamla karşılaşırız. Divanü Lugat-it Türk’te ÖT kelime kökü Ötüş, yani güzel/zarif/hikmetli söz olarak türetildiğini görebiliriz. Örneklendirecek olursak; Ötük: hakana sunulan dilek, Ötükçi: Hakanın şefaatçisi (Veziri), Ötüklük: Hakandan dileği olan kimse olarak tercüme edilmiştir. Buradan anlaşılıyor ki; Ötüken hakanın makamı, emir ve buyruklarının ilan edildiği, hükümlerin verildiği makam anlamına geliyor olmalıdır.
[zombify_post]